Salı, Ağustos 30, 2005

Flaming Lips


Alev alev yanan dudaklar
Sıcak bir yaz sabahının insana giydirdiği rehavetle uyanan bilir, o günün ömürden 20 yıla bedel olacağını. Biraz serinlemek için buzdolabının önüne yatıp taze sebzeleri geviş getirerekten iç huzuruna koşan zat "başka bir yol!" diyerek serzenişte bulurken, The Flaming Lips gelip karaya vurur. Suyla oynaşan çakıl taşı edasıyla insanın içinde yarattığı serin deniz havası, "Yoshimi Battles the Pink Robot" albümüyle güzelim bir çiğe dönüşür kulakta. Huzur ve mutluluk omuzlarına o kadar ağır basarki dinlerken gevşeyen bedende kamburun verdiği rahatsızlık bile bu güzel albümün tadını çıkarmaya engel olamaz. Oklahomalı saykodelik alternatif rok gurubu birbirinden ferah 11 albümle türünün "sezarları" arasında yerini almış.

2002 de çıkan son albümleri "Yoshimi Battles the Pink Robot" buhran anları için bire bir. Buyrun sizde kemale erin.

Robert Moog Huzur İçinde Yat


Bir dehanın beynindekiler
Son bir iki nesildenseniz ve dinlediğiniz bir şarkıdaki "züüii" ya da "bülip" sesi hayatınıza bir dirhem renk kattıysa, sanatçısından sonra teşekkür etmeniz gereken kişi Bob Moog'dur büyük ihtimalle. (Gerçi -dinlediğiniz sanatçıya göre- çok istiyorsanız Bob'dan sonra da her eve bilgisayar girmesini ve şimdi herkesin odasında albümler kaydedebilmesine vesile olan aleti toparlayan Steve Jobs ve Steve Wozniak'e de teşekkür edebilirsiniz.)

O sesleri icat ettiğinden değil tabi; synthesizer denen oda kadar aleti ufaltıp, sadece akademik müzisyenlerin değil, mahallemizin rock grubunun da kullanabileceği bir hale getirdiğinden.

İşte popüler müzikte bir çığır açılmasında önemli bir rol oynamış bu adam, 21 Ağustos'ta beynindeki tümöre yenik düşüp aramızdan ayrıldı. Bize de yakın zamanlarda çekilen "Moog" adlı belgeseli ve belgeselin soundtrackini bir yerlerden bulup hüzünlenmek kaldı.

Klang - No Sound is Heard (2004)


Minimallikten ölecekler.
Elastica'nın gitarist/vokalisti Donna Matthews'ın, Londra'da sık uğradığı bir müzik markette çalışan Almanya doğumlu basçı Isabel Waidner ile kurduğu Klang, 2004 yılında ilk albümleri olan "No Sound is Heard"ü yayınladı. Davulcu Keisuke Hiratsuka katılana kadar elektronik altyapılı deneysel müzikler yapan Klang, üçlü haline geldikten sonra indie rock grubuna dönüşmüş. Kendi kendilerine yaptıkları bu albümde post-punk, Krautrock ve minimalist indie rock izleri görmek mümkün.

9 şarkıdan oluşan mini albüm çaldığı 27 dakika boyunca "az çoktur" felsefesini gerçekliyor. Silik vokaller, ağır ritmler, elektronik tınılar, clean gitarlar bu 27 dakikayı şaşırtıcı bir hale sokuyor. Yeni sesler peşindeyseniz Klang sizi mutlu edecektir.

Jamiroquai - Dynamite (2005)


İlginç şapka modelleri ve
JayKay
Dört sene ses soluk çıkarmayan ve A Funk Odyssey gibi hem adıyla hem içeriğiyle iddialı bir albüm yapmış olan Jamiroquai tabir-i caizse bomba gibi dönüyor piyasaya.

JayKay'in otuzbin tane arabası olduğu ve krallar gibi yaşadığı düşünülürse adamın çılgınlar gibi satıp para kazanmak için değil, cidden içinden geldiği için albüm yapmayı sürdürdüğünü söyleyebilirim. İçinden gelen de soul, funk ve disko karışımı bir müzik olunca mainstreamden gelen en iyi albümlerden birini yapmış oluyorlar. Açılış şarkısı "Feels Like It Should" albümle bir bütünlük sağlamayıp tek başına Godzilla Soundtrack'i için yazılmış gibi dursa da çok çarpıcı bir başlangıç sağlıyor. Albümün devamındaysa alışıldık Jamiroquai soundu devreye giriyor ve bütün albüm "kızlar sallansın, içkiler gelsin, gençler eğlensin, eller havaya" şeklinde devam ediyor. Özellikle "Star Child"'da bir yeri oynamayan insan kalması imkansız.

Radyolarda bol bol çalınan "Time Won’t Wait" şarkısının Türkiye'ye gelen basımlarında olmamasıysa çok eğlenceli bir durum. Sony bizi eksik albümle kazıkladı resmen.

Aman Cadılar Bayramı Elden Gitmesin


Şirin illüstrasyonlarla
taçlandırılmış bir eser.
Aralarında Sonic Youth'un Thurston Moore'undan Beck'e, Peaches'dan Malcolm Mclaren'a -nasıl derler- bağımsız rock camiasının ağır ve ortasiklet toplarından bir grup sanatçı Unicef yararına birleşip bir single çıkarmışlar. "Kuzey Amerika Cadılar Bayra'mı Koruma Ltd." olarak Türkçe'ye çevirebileceğimiz grup nedense benzer durumlarda olduğu gibi "çocukları sevelim" mesajını açıkça vermiyor;
Genç oğlanlar ve öcüler öcü kılığında
Derilerini kaplarlar, gözlerini gizlerler
*
ve benzeri mısralardaki sembolizmle kendilerinden beklenen şekilde amaçlarına ulaşıyorlar.

Şarkıdan çok efektli radyo tiyatrosunu andıran kayıt, online olarak dinlenebilmekte bile. Unicef kolaborasyonları nasıl olur bilirsiniz, o yüzden bundan da pek bir şey beklenmeyebilinir.

* Berbat çeviriye kanmayın:
Little boys and ghouls, in ghoulish disguise
They cover their skin, conceal their eyes.

Roisin Murphy - Ruby Blue (2005)


Yaşlı ve çirkin göründüğüne bakmayın,
taş gibi kendisi aslında.
Trip-hop'tan başlayıp dans pistlerinin kraliçesi olma yolunda ilerleyen Roisin Murphy, sample kralı Matthew Herbert'le birleşirse neler olur?

Modern caz, soul, funk göndermeleriyle dolu, bossanova-vari ritmleriyle sürekli hareket ettiren, sözleriyle tam "catchy" bir pop albümü. Özellikle "If We're in Love", "Sinking the Feeling", "Sow Into You" ve albümün kapanışını müthiş bir piyano baladıyla yapan "The Closing of the Doors" 12 şarkı arasından seçebildiklerimden. Albümün ilk 7-8 şarkısı öyle bir akıyor ki (ve hatta atıyor), sonlara geldiğinizi farkedip üzülüyorsunuz. Zaten Roisin Murphy'nin vokal tekniğini dinleyip de hastası olmayanları fena halde kınıyorum.

Albümün içinden çıkan kitapçıktaki Murphy resimlerini yapan Simon Henwood'u da tenzih ederim. Güzelim kadını ne hallere sokmuş.

Pazartesi, Ağustos 29, 2005

Brant Bjork & The Bros - Saved By Magic (2005)


Albüm kapağında saykadelik temalar
dikkat çekiyor.
Taşkesen Rock*'ın en saygıdeğer gruplarından Kyuss ve Fu Manchu'nun davulcusu, prodüktörü ve önemli bestekarı olarak tanıdığımız Brant Bjork inci kolye metaforuyla tanımlayabileceğimiz solo kariyerine yeni bir inci daha ekliyor.

Solo projelerinde kendi şirin besteleri üzerine çeşitlendirmeyi sürdürürken duyduk ki, bu albümde birlikte çaldığı "biraderleri" ile bir grup gibi çalışmışlar. Kariyerinin de boş olmadığını belirtir, hepinizi Brant'la soğuk çöl gecelerine bekleriz. (Şuradan bir şarkıyı dinleyip görmek mümkün)

* Stoner Rock

Nine Black Alps


Yakışıklı çocuklar gördüğünüz gibi.
MRM'nin albüm/grup tanıtımı Nine Black Alps ile başlıyor. 2005 haziranının onüçünde ilk albümleri olan "Everything Is" i çıkaran Manchester'lı grup 2003 yılında kurulmuş. Vokal ve gitarda Sam Forrest, gitarda David Jones, basta Martin Cohen ve davulda James Galley'den oluşan grup Britanya turunda Weezer'a öngrup olurken Reading, Pukkelpop gibi festivallerde sahne almış.

Seattle' ı selamlayan, kısa zamanda Pixies, Nirvana ve Elliot Smith ile karşılaştırılan NBA, İngiliz'liğini kenara atmadan sert gitarlı "Amerikan indie"si yapıyor. Yeni bir şeyler yapmasalar da ilk albüm, Alpler'den daha fazlasını bekleyebileceğimizi gösteriyor.

Pazar, Ağustos 28, 2005

Hoş Geldin Ya Rôk Mecmuası

"Koca internette yok olacak bir site daha yapıyorsunuz!" nidaları arasında heyecanlı bir şekilde yayınına başlayan Modern Rôk Mecmuası, sizi öper.