Cuma, Aralık 30, 2005
ModernRok 2005 Seçmeleri
Jesu – Jesu
Boredoms – Seadrum / House of Sun
Black Dice - Broken Ear Record
The New Pornographers - Twin Cinema
Art Brut - Bang Bang Rock & Roll
Lightning Bolt - Hypermagic Mountain
Paavoharju – Yhä Hämärää
Oneida - The Wedding
The National - Alligator
High on Fire - Blessed Black Wings
The Drift - Noumena
Sunn 0))) - Black One
Stephen Malkmus - Face the Truth
Wolf Parade - Apologies to the Queen Mary
Boards of Canada - The Campfire Headphase
Lcd Soundsystem - Lcd Soundsystem
Bellini - Small Stones
Mia - Arular
Bongzilla - Amerijuanican
Broadcast - Tender Buttons
The Books - Lost and Safe
Serena Maneesh - Serena Maneesh
Jackson & His Computer Band - Smash
The Fall - Fall Heads Roll
Vitalic - Ok Cowboy
Black Mountain - Black Mountain
Bloc Party - Silent Alarm
Queens of the Stone Age - Lullabies to Paralyze
Shipping News - Flies the Fields
Sufjan Stevens - Illinois
Roisin Murphy - Ruby Blue
Animal Collective - Feels
The White Stripes - Get Behind Me Satan
Kanye West - Late Registration
Clor - Clor
Why? - Elephant Eyelash
Duman - Seni Kendime Sakladım
M83 - Before the Dawn Heals Us
The Clientele - Strange Geometry
The Constantines - Tournament of Hearts
Jamie Lidell - Multiply
Dead Meadow - Feathers
Khanate - Capture & Release
Franz Ferdinand - You Could Have It So Much Better
Replikas - Avaz
Corrupted - El Mundo Frio
Earth - HEX Or Printing In The Infernal Method
The Wilderness - The Wilderness
Shining - In the Kingdom of Kitsch You Will Be a Monster
Sleater-Kinney - Woods
Dalek - Absence
Super Furry Animals - Lovekraft
bir de:
Lichens – The Psychic Nature of Being
Low - The Great Destroyer
Om: Variations on a Theme
M. Ward - Transistor Radio
dEUS - Pocket Revolution
American Analog Set - Set Free
Broken Social Scene - Broken Social Scene
son dakika golleri:
Brakes - Give Blood
The Like - Are You Thinking What I'm Thinking?
güle güle:
Morrissey - Live At Earls Court
2005 Konser Kritiği (bir hayli kişisel)
2) Sonic Youth - 30 Mayıs - Maslak Venue
3) Esbjörn Svensson Trio - 10 Aralık - İş Sanat
4) Jon Spencer Blues Explosion - 13 Mayıs - Babylon
5) Replikas - 12 Mayıs - İTÜ Taşkışla Bahar Şenliği
Afrirampo, Anathema, Kings of Convenience, Garbage ve Jamie Cullum da plaselerim.
Pazartesi, Aralık 12, 2005
Warp işini bilir, işte size: Battles!
Karşımızda indie rock / avant-garde dünyasından basbayağı bir süpergrup var: Don caballero'dan Ian Williams, Helmet ve Tomahawk'ta davul çalan John Stanier, Lynx'ten Dave Konopka ve en son Prefuse 73'le yaptığı çalışmalarla ününü pekiştiren avant-jazz elektronikçisi Tyondai Braxton.
Her süpergrubun eti yenmez belki ama; şu ana kadar yayınladıkları Ep'lerde indie rock'ın Louisville geleneğine göz kırpan, nerede mekanik nerede organik gideceği şahane ayarlı besteleriyle harikulade bir formül yakalamış bir grup söz konusu.
Warp'un da iddia ettiği gibi canlı izlemenin olağanüstü hazlar yaşatacağını hissettiren, gidenler için Sonar ve All Tomorrows Parties gibi prestijli festivallerde bunu ispatlamış dörtlü önümüzdeki aylarda Avrupa ve Birleşik Devletler'i turlamaya devam edecekmiş.
*intelligent dance music
Perşembe, Aralık 01, 2005
“You are a runner/And I am my father's son”
-Sen bir kaçaksın ve ben babamın oğluyum….
Wolf Parade albüme ismine yakışır bando vari davul ve klavye vuruşlarına eşlik eden ve yukarıda geçen sözleri bağıran vokalistlerden Spencer Krug’ un sesiyle başlıyor... Montreal’ den yola çıkan indie bandosu 2005 Sub Pop’ dan çıkan albümleri “Apologies to Queen Marry” ile profesyonel ve amatör eleştirmenlerden çok iyi bir not alıyor.
Salı, Kasım 29, 2005
What's a Deerhoof? It is a band.
Fisk'in ayrılmasıyla boşalan gitar kontenjanını dolduran John Dieterich, gurubun tarihindeki en belirgin "sound" değişimini de beraberinde getiriyor. Yıl 2002'yi gösterirken Deerhoof o güne kadarki en ulaşılabilir ve kritiksevindiren albümleri olan "Reveille"i 5 Rue Christine'den yayınlar. Beyne zarar şarkılar; bipler, bibipler, epileptik davul yağmurları, sert gitar riffleri, şeker kaplı vokalleriyle Reveille gelmiş geçmiş en başarılı Deerhoof albümü olma şerefini taşıyor.(daha runners four a gelmedik duzt, sakin ol.) Reveille ile ticari başarıyı da tadan Deerhoof, her albümde olgunlaşıyor ve formüle koyulacak malzemenin miktarı konusunda mükemmelliğe doğru yol alıyor. 2003 yılında ise Deerhoof'a yeni bir gitarist, Chris Cohen, katılıyor. Bu yıl içinde çıkan "Apple O’" ise tribülanslardan arınmış, sakin ama en az bir öncekinde olduğu gibi fantastik bir yolculuk vaadediyor, ama yolculuğu havada kesmiyor. Süper dörtlü 2004 yılında ise "Milk Man" isimli, ilham meleği rolünde illüstratör Ken Kagami'nin yarattığı "milkman"in oynadığı albümü kaydediyor. Milk Man önceki iki albümün gölgesinde kalsa da herhangi bir Deerhoof albümü kadar şaşırtcı ve başarılı bulunuyor. Ve geliyoruz 2005'e. "The Runners Four", ki Deerhoof'un şu ana kadar kaydettiği her şeyden uzun, en eklektik ve kabaca en dinelenebilir albümü, bizi alıp esir ediyor her saniyesine, her şarkısına. Ayrıca Deerhoof bir şeyi daha kanıtlıyor, o da formülü bozmadan sadece oranlarla oyanayarak ne kadar farklı iksirler, zehirler yapılabileceğini.
Kill Rock Stars'dan babanız çıksa yiyin, Deerhoof'u sev(e)miyorsanız ölün.
Çarşamba, Ekim 12, 2005
Cat Power Babylon'da...
Ham içtenliğini, ruhumuza dokunan acıklı boğuk sesini piyanosuyla, gitarıyla birleştiren Chan (ingilizcede Shawn olarak söylenir), New York sahnesine Liz Phair’in ön müzisyeni olarak adımını atar. Bu sırada tanıştığı Sonic Youth’un davulcusu Steve Shelley ve Two Dollar Guitar’ın Gitaristi Tim Foljahn ile 'Dear Sir' (1995) ve 'Myra Lee' (1996) albümlerini kaydeder.
1996 yılında Yo La Tengo, Jon Spencer Blues Explosion, Guided By Voices, Mogwai, Pavement gibi alemi kasıp kavuran bir çok grubu çatısında barındıran Matador Records ile anlaşan Chan, 1998’de 'Moon Pix' albümüyle bağımsız rock camiasında bomba gibi patlar, eleştirmenlerden tam not alır. Bob Dylan, Mick Jagger, Lou Reed gibi babaların şarkılarını yorumladığı 'The Cover Record' (2000) albümü ile Amerikan halk müziğine keskin, acıklı yepyeni bir yaklaşım getirir. 2 yıllık bir aradan sonra 'You are Free' albümü ile müziğini özgürleştirir. Bu özgürleşmede destekçisi Pearl Jam'in solisti Eddie Vedder'ı da unutmamak gerek.
Cat Power’ın yepyeni albümü 'The Greatest' (adına bakmayın, eski şarkılarını içeren toplama albüm değil! ) 24 Ocak 2006 tarihinde piyasaya sürülecek!
Not: Büyük bir ihtimalle İstanbul’daki performansına tek tabanca olarak gelecek... fakat Tori Amos’tan korktuğunuz gibi korkmayın ondan...
Not2: Geceyi Bant düzenliyor.(dzt)
Salı, Ekim 11, 2005
The National - Alligator (2005)
Müziği dinlemek kadar müziğe bakmak da lazım bazen... Kapak fotoğrafı da hani yıllar geçtikçe barlarda sarhoş olmak daha zorlaşır ve daha pahalıya patlar ve artık şarkılar ve etrafta olup biten de daha az ilgi çekici gelir... Sonra birden ayağı kalkıp tuvalete giderken bir an başınız döner kendinizden ve olduğunuz geldiğiniz yere yabancılaşırsanız ya işte öyle birşey.
Beggars’ Banquet’ten piyasaya çıkan The National - Alligator aynı zamanda çıktığı nisan ayında UNCUT dergisi tarafından ayın albümü seçilmiş. Hala müzik dinlerken içip sarhoş olmaya çalışan ve dokunaklı ama garip sohbet tarzındaki şarkı sözlerini seven herkese tavsiye edilir...
Çarşamba, Eylül 28, 2005
Afrirampo geliyor!
Konser tanıtımda garage-punk, noise(rock), no-wave, female-punk (ne demekse) denmiş kendileri için. Belirtilmesi gereken daha önemli bir nokta, ilk albümlerini değerli insan John Zorn'un plak şirketi Tzadik'ten çıkarmış olmaları.
Yazılı bilgiler bir yana, bu iki çılgın kızın canlı performanslarının son derece enerjetik ve eğlence küpü olduğu anlatılagelenlerden. O kadar hoplayıp zıplarken, yerlere yatıp Japonca Japonca bağırırken ne ritim kaçırdıkları ne de rezil oldukları görülmüş. Yakın tarihte ülkemizde yaşanan geleceğin-saygıdeğer-gruplarının-canlı-performansları-patlaması gerdanlığına harika bir inci daha ekleyecek bu geceyi iki eliniz kanda olsa kaçırmayınız. (Bir metafor nerde patlar?)
(Stüdyo İmge davetiye bile dağıtıyor!)
Çarşamba, Eylül 21, 2005
Roots Underground - Tribesman Assault (1977)
Vokallerini K.C White ve Love Joys’un yaptığı “Open the Gates” albümün tek sözlü kımıl kımıl reggae şarkısı … Diğer kımıl kımıl şarkıları, özellikle “High Times” (adından da belli olmak üzere), Jamaica’nın bağrından kopan bitkilerin yapraklarıyla bezenmiş enstrümantel, sek dub şarkıları. Enstrumantel demişken şarkılar, davul, bas, ritim ve lead gitarlar ayrıca klavyeden oluşuyor.
Albüm hakkında daha ayrıntılı bir yorum burda var.
Cumartesi, Eylül 10, 2005
John Scofield
Şu vakitlerde 34. albümü "That's What I Say" (John Scofield Plays The Music of Ray Charles) i piyasaya sürdü. Albüm Ray Charles'ın ölümünden sora oluşmaya başlamış. 2006'da konserler için kervan başı çekcek olan John Scofield, umarız bize de uğrar. Modern Jazz'ın önemli müzisyenlerinden biri olan John Scofield, yine jazz müziğinin guruları olan birçok müzisyenle çalışmış. Bunlar arasında John Patitucci, Dave Holland, Al Foster,J. DeJohnette, Marcus Miller, Gypsy Kings gibi isimler var. Liste oldukça kabarık lakin John Scofield modern jazz müziği için bir fenomen.
"A Go Go" ve "The Überjam" albümlerine de bir kulak verin.
Cuma, Eylül 09, 2005
Live Forever (2003)
Genellikle Oasis ve Blur kavgası etrafında dönenen, araya Pulp ve Massive Attack'i de sıkıştıran bir film olmuş. Geri planda bol bol Radiohead çalmasına ve bir sahnede Portishead'le heyecan yaşatmasına rağmen Britpop'u genelde iki grubun kavgası olarak lanse etmişler. İngiliz aksanıyla sorununuz varsa, (özellikle Liam Gallagher çok yorucu olabiliyor) sorun yaşayabileceğinizi de şimdiden söyleyeyim. Yine de Oasis elemanlarından bol bol bomba laf geliyor, içtiğiniz kola boğazınıza dolanabiliyor.
Damon Albarn'ın androjenden erkeğe geçişini ve Jarvis Cocker'ın o zamanlardaki halleriyle dalga geçmesinin harikalığını izleyip eski klipleri seyretmek bile yeterince keyif verici olabiliyormuş, insanı nostaljiden çatlatabiliyormuş.
Perşembe, Eylül 01, 2005
Allah'ın Unuttuğu Yer: Saddle Creek
Plexi Films tarafından Saddle Creek'in 10. kuruluş yıldönümünü kutlamak amacıyla çıkartılan dvd'de şirkete bağlı olan grupların yaklaşık 50 adet canlı performansı ve gruplarla yapılmış röportajlar bulunuyor. Saddle Creek'in memleketi olan Omaha, Nebraska'da yapılan bir galadan sonra 29 Ağustos'ta piyasaya sürülmüş.
Sadece Conor Oberst denen veledin başardığı işleri görmek, "Köyden indim şehre" temalı Saddle Creek Records'un başarısını bizzat içindeki insanlardan dinlemek için bile almaya değer.
Last Days (2005)
Yukaridaki sözler Gus Van Sant'ın Kurt Cobain' i anlattığı rock&roll draması "Last Days"de Courtney Love'ı oynadığı iddia edilen Asia Argento'ya ait. Proje aşamasından çekimler bitene kadar sıkıntılı anlar geçiren Van Sant, en sonunda filmle ilgili düşüncelerini açıklamış: "Bu filmi görmek ona acı verebilir."
Yapımcılığını HBO'nun üstlendiği film, 22 Temmuz'da Birleşik Devletlerde vizyona girdi. Filmin diğer ilgi çeken yanı ise, Sonic Youth'dan Kim Gordon'un bir rolle filmde yer alması, Thurston Moore'un ise filme müzik danışmanlığı yapması. Şuradan yönetmenle yapılan röportaja, buradan da filmin fragmanına ulaşabilirsiniz.
Londra ve Sri Lanka'nın Bağrından: M.I.A.
Kendin-yap estetiğinin tek kişi tarafından da bir orkestra gibi gerçekleştirilebildiği günümüzde, M.i.a. da albümünü oturma odasında kaydedenlerden. (Yakın zamanlarda yine Londra'dan yeşeren Grime akımı gibi mesela)
Arular'da Hip-hop, electro ve grime gibi şeyler hissetmek mümkün. Romantik tabirle, yerinde durmayan; fıkır fıkır bir albüm. Ama onu enteresan kılan garip sample'ları, enteresan vokali ve mühim konulara değinen şarkı sözleri.
Şu sıcak yaz günlerinin sonlarına yaklaştığımız günler -hazır olun geliyor- yaza damgasını vuran bu albümü tekrar tekrar dinlemek için fevkalade uygun bir zaman. O da kesmezse sevgilisi Diplo'yla birlikte hazırladıkları Piracy Funds Terorism'i de deneyebilirsiniz.
Bu yaz Lcd Soundsystem'la turladığını belirtip iki tane güzel röportajını da ekledikten sonra bir ayrıntıyla sona erelim. Sri Lanka ve Ingiltere arasında, bizim de yakından tanıdığımız "Almancı Sendromu"na benzer bir durumda olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
[Bir Sri Lanka gazetesi diyor ki:] Bu kız, neyin nesi bilmiyoruz ama herkes onu konuşuyor. Şarkılarında ne dediğini de bilmiyoruz ama herhalde güzel ki beğeniyorlar. Bizim de ona destek vermemiz gerekir. Her ne kadar kıyafetlerini ve şarkılarını göz ardı etmeniz gerekecekse de bizim için iyi şeyler düşündüğü belli.Düşünüyorum da benzer bir durum bir Türk kızı için olsaydı, biraz karikatürize tabi ama, ana bağlamda çok da farklı şeyler yazmazlardı. Bütün club'lar çalardı şarkılarını o ayrı ama...
Bloc Party - Silent Alarm Remixed (2005)
Ayrıca bu hayranlar ve merak edenler şuradan bir Bloc Party röportajına ulaşabilir.
Dopplereffekt - Gesamtkunstwerk (1999)
Conducting experiments
Analyzing data
I am a scientist "
Dopplereffekt - Scientist
Salı, Ağustos 30, 2005
Flaming Lips
2002 de çıkan son albümleri "Yoshimi Battles the Pink Robot" buhran anları için bire bir. Buyrun sizde kemale erin.
Robert Moog Huzur İçinde Yat
O sesleri icat ettiğinden değil tabi; synthesizer denen oda kadar aleti ufaltıp, sadece akademik müzisyenlerin değil, mahallemizin rock grubunun da kullanabileceği bir hale getirdiğinden.
İşte popüler müzikte bir çığır açılmasında önemli bir rol oynamış bu adam, 21 Ağustos'ta beynindeki tümöre yenik düşüp aramızdan ayrıldı. Bize de yakın zamanlarda çekilen "Moog" adlı belgeseli ve belgeselin soundtrackini bir yerlerden bulup hüzünlenmek kaldı.
Klang - No Sound is Heard (2004)
9 şarkıdan oluşan mini albüm çaldığı 27 dakika boyunca "az çoktur" felsefesini gerçekliyor. Silik vokaller, ağır ritmler, elektronik tınılar, clean gitarlar bu 27 dakikayı şaşırtıcı bir hale sokuyor. Yeni sesler peşindeyseniz Klang sizi mutlu edecektir.
Jamiroquai - Dynamite (2005)
JayKay'in otuzbin tane arabası olduğu ve krallar gibi yaşadığı düşünülürse adamın çılgınlar gibi satıp para kazanmak için değil, cidden içinden geldiği için albüm yapmayı sürdürdüğünü söyleyebilirim. İçinden gelen de soul, funk ve disko karışımı bir müzik olunca mainstreamden gelen en iyi albümlerden birini yapmış oluyorlar. Açılış şarkısı "Feels Like It Should" albümle bir bütünlük sağlamayıp tek başına Godzilla Soundtrack'i için yazılmış gibi dursa da çok çarpıcı bir başlangıç sağlıyor. Albümün devamındaysa alışıldık Jamiroquai soundu devreye giriyor ve bütün albüm "kızlar sallansın, içkiler gelsin, gençler eğlensin, eller havaya" şeklinde devam ediyor. Özellikle "Star Child"'da bir yeri oynamayan insan kalması imkansız.
Radyolarda bol bol çalınan "Time Won’t Wait" şarkısının Türkiye'ye gelen basımlarında olmamasıysa çok eğlenceli bir durum. Sony bizi eksik albümle kazıkladı resmen.
Aman Cadılar Bayramı Elden Gitmesin
Genç oğlanlar ve öcüler öcü kılığındave benzeri mısralardaki sembolizmle kendilerinden beklenen şekilde amaçlarına ulaşıyorlar.
Derilerini kaplarlar, gözlerini gizlerler*
Şarkıdan çok efektli radyo tiyatrosunu andıran kayıt, online olarak dinlenebilmekte bile. Unicef kolaborasyonları nasıl olur bilirsiniz, o yüzden bundan da pek bir şey beklenmeyebilinir.
* Berbat çeviriye kanmayın:
Little boys and ghouls, in ghoulish disguise
They cover their skin, conceal their eyes.
Roisin Murphy - Ruby Blue (2005)
Modern caz, soul, funk göndermeleriyle dolu, bossanova-vari ritmleriyle sürekli hareket ettiren, sözleriyle tam "catchy" bir pop albümü. Özellikle "If We're in Love", "Sinking the Feeling", "Sow Into You" ve albümün kapanışını müthiş bir piyano baladıyla yapan "The Closing of the Doors" 12 şarkı arasından seçebildiklerimden. Albümün ilk 7-8 şarkısı öyle bir akıyor ki (ve hatta atıyor), sonlara geldiğinizi farkedip üzülüyorsunuz. Zaten Roisin Murphy'nin vokal tekniğini dinleyip de hastası olmayanları fena halde kınıyorum.
Albümün içinden çıkan kitapçıktaki Murphy resimlerini yapan Simon Henwood'u da tenzih ederim. Güzelim kadını ne hallere sokmuş.
Pazartesi, Ağustos 29, 2005
Brant Bjork & The Bros - Saved By Magic (2005)
Solo projelerinde kendi şirin besteleri üzerine çeşitlendirmeyi sürdürürken duyduk ki, bu albümde birlikte çaldığı "biraderleri" ile bir grup gibi çalışmışlar. Kariyerinin de boş olmadığını belirtir, hepinizi Brant'la soğuk çöl gecelerine bekleriz. (Şuradan bir şarkıyı dinleyip görmek mümkün)
* Stoner Rock
Nine Black Alps
Seattle' ı selamlayan, kısa zamanda Pixies, Nirvana ve Elliot Smith ile karşılaştırılan NBA, İngiliz'liğini kenara atmadan sert gitarlı "Amerikan indie"si yapıyor. Yeni bir şeyler yapmasalar da ilk albüm, Alpler'den daha fazlasını bekleyebileceğimizi gösteriyor.